Akşam eve geldiğimde; ocakta kaynayan çayın kokusu, sevdiğim yemeklerden hazırlanmış bir masa ve gülen yüzüyle karşılayan bir nefes. Öğretilmiş mutluluk kaynağımız bu kadar basit olsa da yetmiyor. Günlük işlerimizin arasında, temel ihtiyaçlarımızı gidermekle meşgul olmak istemiyoruz. Bir tık ile ayağımıza gelen hizmetin, hiçbir yere tıklamadan gelmesini bekliyoruz. Doğamızda bu var. Hep daha kolay, hep daha fazlası olsun.
İnsan evinde huzur bulmak ve rahatlamak istiyor. Teknoloji bugüne kadar desteğini esirgemedi. Bulaşık makinası, çamaşır makinası veya elektrikli süpürge. Hepsine minnettarız. Şimdi beklediğimiz daha fazlası. Yerimizden kalkmadan otonom işlerin yoluna girmesini istiyoruz. Kendi kendine çalışan, önceden öğretilmiş yetenekleri sergileyen cihazların bir eksiği var. Onlara tanımlanmış sınırların ötesine geçememeleri.
Benim istediğim: yüz ifademden, vücut sıcaklığımdan vb. biyolojik göstergelerimi analiz etsin ve önüme istediğim kahveyi getirsin. Çok şey mi bekliyorum? Anlaşılmak ve hoş tutulmak istiyorum, her insan gibi. Her gün aynı saatte duş aldığımı gören yapay zeka sistemi: “Duş saatiniz geldi.” hatırlatması yapmasında hiçbir heyecan yok. Önemli olan gerçekten o an duş almaya ihtiyacım var mı? Vücut salgılarımdan ve sağlık durumumdan analiz yapıp, önermek çok daha faydalı. Evimde beni sürekli uyaran veya azarlayan bir anne olmasını da istemiyorum. Kendi evimde özgür olmam gerekiyor.
Şimdi sizi, yapay zeka adına farklı bir boyuta götüreceğim. Emin olun teknik detaylara boğmadan sade bir anlatım ile etrafınızı saracağım.
Akıllı bir eviniz var. Burada, elinizi şaklatarak ışıkları açmaktan bahsetmiyorum. Gerçek ileri seviye yapay zeka ve donanım ile sarılmış bir ev. Vücudunuza biyonik bir çip takmayacağım. Yapay zeka sizi sürekli analiz ediyor. Keyif aldığınız veya hoşlanmadığınız şeyleri öğrenip, mutlu olmanız için elinden geleni yapacak. Canınız sıkkınken yemeği sevdiğiniz pizzayı söyleyecek. Bir kaç arkadaşınıza mesaj atıp, sizi akşam bowling oynamaya davet edecek. Ortama güzel kokular vererek, yorgun olan zihninizi tekrar canlandıracak. Ödemeyi unuttuğunuz kredi taksitini sizin yerinize ödeyecek. Hesabınızda paranız yoksa, maaşınızdan kalan küçük miktarlarla yaptığı yatırımları değerlendirip, kimseden borç istemeden işimizi görecek. Hayatımızın derinlerine öylesine inecek ki, onun yaptığı işleri doğal akış sanacağız. Özel hayatın gizliliği veya başka ahlaki konuları sonra tartışırız. Şuan bunun keyfini çıkaralım. Evimizin yapay zekası, bahçeden dışarı çıkabiliyor. Komşuların yapay zekaları ile iletişime geçiyor ve kıyaslama yapıyor. Başka insanlar nelerden hoşlanıyormuş? Hiç aklınızda yokken müzik aleti çalmaya teşvik edebilir. Hiç futbol maçına gitmemiş birine ilk deneyimleri yaşamasında yardımcı olabilir. Doğum gününü unuttuğumuz sevgilimize hediye gönderebilir. Bu oldukça kurtarıcı olurdu.
Kaybettiğimiz sosyalliğimizi geri kazandırmak için elinden geleni yapıyor. Duygularımızı okşuyor. Yeni ufuklar kazandırıyor. Geleceğimizi tasarlıyor. Buna kapılmadan önce geçiş dönemindeyiz. Teknolojimiz buna hazır. Buzdolabımız buna hazır. Peki biz hazır mıyız?
Düşünsel olarak, insanın yerine makineyi koymak hep korkutucu ve soğuk gelmiştir. Daha mutlu ve daha sağlıklı olacaksak denemekten zarar gelmez. Merak ettiğim tek nokta var. Bizi sosyalleştirmek için ve daha iyi bireyler yapmak için uğraşan yapay zeka, nerede duracağını bilecek mi ? Umarım fişini çekmek zorunda kalmayız.