“Takdir Ve Teşekkürü İlkokulda Aldığımız Bir Belgeden Öteye Götürebilir miyiz?”
Birinden iyilik görürsek teşekkür ederek, minnet duygumuzu ifade ederiz. İyilik görmekte şart değil. Markette kasiyere veya benzinlikte çalışan pompacıya da teşekkür edilir. İşinizi gören ve düzgün yapan kişiye sadece ücretini vermek yeterli mi? İyi hizmetin karşılığını para ile ölçmek yetmez. Neden diyeceksiniz? A kalite, piyasada favori bir markadan bir beyaz eşya aldınız. Ayın üçünde gelip kuracağız dediler. Ayın dördünde geldiklerini varsayalım. “Bir günden bir şey olmaz.” Üstüne üstlük ürün bir hafta sonra bozuldu. Sonuçta garantili ürün. Birinci sınıf mal. Olabilir. Dediniz. Servis geldi, ürünü götürdü. Bir hafta sonra sonra getirdi. Güzelce kullanmaya başladınız. Bir ay sonra, başka nedenle yine bozulursa, ne düşüneceksiniz? Markaya olan güveniniz sarsılmaya başlayacak. Sürekli aynı şeyle uğraşmaktan ve işlerinizin aksamasından sıkılacaksınız. Bu bir varsayım. Başına gelenler vardır. “Çuvalla para verdim, şu maldan hayır görmedim.” lafı duyulmuştur. Arkasındaki nedenler: insan faktörü olabilir, hatalı ürün olabilir. Bunun pek bir önemi yok. Önemli olan sizin güven duyarak aldığınız üründen verim almanızdır. Hiç sorunsuz gelseydi. Yıllardır sorunsuz çalışsaydı, aklınıza bile gelmeyecekti. Firmaya, aldığım buzdolabı çok güzel çıktı. Teşekkür ederim. Gibi bir e-posta atan görmedim. Çünkü parasını verdiniz ve en iyisini aldınız. Sizin hakkınız. Gerçek dünya öyle değil. Hakkınız da olsa, sıkıntı yaşayabilirsiniz. Belli ki işin içinde yeterli takdir, teşekkür görmeyen birileri var. İnsan robot değildir.
Birine teşekkür ettiğinizde yüzüne ve gözlerine bakın. Büyük ihtimal gülümser. Yaptığının doğru olduğunu ve gelecekte daha iyi yapacağını düşünür. “Yanlış yapsa bile.” Bir markanın otuz yıl önce bastırılmış yöneticinin el kitabına denk geldim. Hızlıca göz gezdirdi. İlgimi çeken bir noktayı paylaşayım. Özet olarak; altınızda çalışanlar ile samimi olmayın, onları övmeyin, teşekkür etmeyin gibi öğütler veriyordu. Dayanağı ise takdir, teşekkür ettiğiniz çalışan: “Gün gelir zam ister, ben olmazsam burası biter, havasına girer.” Fikrini yedirmeye çalışıyor. Peki işini düzgün yapan çalışan ile, sürekli kaçmaya çalışan personel arasında ki farkı nasıl hissettireceğiz? Takdir ve teşekkür ederek. İyi hizmet aldığınız birine teşekkür edin ki heveslensin. İleriye dönük umutlansın. Sürekli veya laçka bir şekilde değil. Bu sefer kıymeti azalır. Dikkatimi çekiyor: insanlar sürekli somurtuyor. Teşekkür edince borçlu gibi hissediyorlar. Nereye kadar böyle gidecek. İyi ve kötü ne zaman ayrılacak? Çok çalışıyormuş gibi görünüp, aslında şişirme iş yapanların takdir edilmediği zaman.
Görsel Kaynağı: https://pixabay.com/photos/calligraphy-pen-thanks-thank-you-2658504/