Eğer mıknatısların iki kutbu arasındaki ilişkiyi anlatacağımı düşünüyorsanız, bu yazıyı okumayı bırakabilirsiniz. Çünkü bilim o konuyu çoktan çözdü. Benim meselem, hala çözülemeyen insan ilişkileri.
Diyelim ki ben çok agresif ve hızlı kararlar veren biriyim. Tabii ki bu sadece bir örnek, kim agresif olduğunu kabul eder ki? Peki, böyle biri olsam, etrafımda aynı özelliklere sahip insanlar mı isterim? Kesinlikle hayır. Daha sakin ve aceleci olmayan insanlarla çevrili olmak isterim. Aksi takdirde, ortalık bir kaosa dönerdi.
İnsan psikolojisi gerçekten karmaşık. Ne istediğimizi bildiğimizi sanırız. “Sakin bir hayat istiyorum” deriz, ama birkaç günlüğüne uzak bir kasabaya gittiğimizde dayanamayız. Hem uzaklaşmak isteriz, hem de yakın kalmak. İçsel olarak aslında değişmeyiz. Gerçekte ne istediğimizi biliriz, ama bunu yaşamakta zorlanırız. Kendimizde eksik gördüğümüz şeyleri başkalarında bulmak daha kolay gelir. Çünkü eksik olanı tamamlamak zor, hazır olana sahip olmak ise daha kolaydır.
Peki, ben bende olmayan şeylere mi hayranım? Yoksa olmak isteyip olamadığım şeylere mi? Bu soruların cevabı ilişkilerdeki dengede yatıyor. Farklılıklar bir araya geldiğinde enerji akışı başlar. Boşlukları doldurmak daha kolay ve verimli olur. Tıpkı fizik kuralları gibi, insanlar da bu dengeye uyum sağlamak zorunda hissederler.
Deneyin isterseniz: İki aynı karakterde insan, ne kadar süre arkadaş kalabiliyor? Başta her şey mükemmel ve uyum içinde gibi görünür. Ama bir süre sonra, tıpkı aynaya bakmak gibi sıkıcı hale gelir. Çıkarlar çatışır, taraflar birbirini itmeye başlar.
Lezzetli bir yemek düşünün. O tadı sadece tuz ya da acı vermiyor. Farklı tatların bir arada olması, o deneyimi lezzetli hale getiriyor. Tek bir tat yeterli değil; uyum ve denge, çeşitlilikten doğar.
Kendimde olmayan bir özelliği sevebilirim ve ona saygı duyabilirim. Peki, bu özelliği kendimde geliştirebilir miyim? Ya da varmış gibi davranabilir miyim? Bu oldukça yorucu olabilir. En güzeli, kendimi olduğum gibi kabul etmek ve karşımdaki farklı kutbun beni çekmesine izin vermek.