Dijital Yazıyoruz
Yazmak, konuşmaktan zor mu? Biraz öyle başlarda. Konuşurken, ağız, dil bilgisi, noktalama gibi şeylere dikkat etmezsiniz. Beyinden dökülen duygu ve düşünceler ağızdan ses dalgalarıyla ulaşır bir yerlere. Bir nida veya ünlemi nasıl dökeriz yazıya? Yazarız elbette; anlaşılır mı, o hissi verebilir miyiz? Bilinmez. Ahh, auhh, ayh; gibi seslerin nasıl çıktığını ağızdan, ancak o anı yaşayan bilir. Şu iki üç harften oluşan seslerin bıraktığı etkiyi verebilmek için, uzun uzun cümleler, örnekler kurarız. Oysa karakter “Ahh“ çeker de titrer yürekler. Bunu verebilmek, ustalık ister. Düşünceyi, anı veya olayı yazmak, yetenekli kalemlerde hissettirir kendini. Yazar denince aklıma, Bizimkilerde ki Cenap Bey gelir. Daktilosuyla takır tukur yazar şiirlerini. Yanlış yazıldığında, daktilo silgisi ile sürte sürte silinirdi. Hatırlayan olur mutlaka: sekiz köşeli beyaz göbekli, mavi kauçuk, yassı ve sert bir silgi getirmişti, Babacığım. Meğer, daktilo silgisiymiş o. İlk okulda kullanmayı denemiştim; çok sert olması, tuhaf kokusu ile kirli bıraktığı defter sayfaları hediyesi idi. Açıkçası uzun süre kullanmadım. Diğer güzel kokulu; yumuşak, beyaz ve marka silgileri çok tercih ediyorduk. Geldi mi geliyor işte; insanın aklına, geçmiş garip şeyler.
Şimdilerde yazmak için bir bilgisayar veya telefonun olması yetiyor. Masa başında yazdıklarınızı düzenlemek veya araştırma yapmak için klavye ve genişçe bir ekran elverişli. Aslında yazmak için bir küçük defter ve kalemde iş görür. Dijital çağda kolaylık için; elektronik cihazlar daha yatkın. İlham geldi veya gelmedi. Denir ya! Geldiği an; hemen yazabilmek, taze düşünceleri aktarmak, çıtır çıtır dumanı tüten ekmek gibi lezzet verecektir. Akıllı telefon demek istemiyorum. Çünkü telefon denince, kimsenin aklına eski çevirmeliler gelmiyor. Telefonda, not defteri veya ofis uygulamasına taze fikirleri aktarmak, sonra sakin kafayla düzenlemek en güzeli.
Bilir misiniz? Mesajlaşırken yapılan esprili içerikler, üzgün ifadeler ve duygusal tüm yazışmalar; beyinde sanki karşında birisiyle konuşuyormuş gibi benzer hormonları salgılatıp, sevinci, üzüntüyü, heyecanı hissedermişiz. Yazmakta konuşmak gibi, içimizi dökmek için bir araç. Güzel yazmak herkesin harcı değil. Akıcı olacak. Nasıl yaptığın önemli değil. Okuyucu; bir sayfa, bir sayfa daha diye diye kitabı bırakamıyorsa, o iş olmuştur.
Görsel Kaynağı: https://pixabay.com/photos/glasses-book-phone-iphone-1052023/