İçeriğe geç

Mezuniyet 2

Belirlediğim hedeflerin bazıları gerçekçiydi, bazıları ise hayalperest. Çıtayı çok yükseğe koymak, bazen erişilmesi güç bir çabanın içine sürükleyebilir insanı. Benim belirlediğim seviyeyi çoktan aşanlar da vardı; bir o kadar da asla ulaşamayacağını düşünenler. Basamakları çıkmadan önce, kendimi tanımam gerekti. Bu süreç bazen yanılgılarla, bazen de gerçeklerle yüzleşmemi sağladı. Sınırlarımı ne kadar zorlayabileceğimi ve hangi noktalarda gerçekten sonuç alabileceğimi keşfettim.

Benim için başarı, başkaları için bir kategoriye indirgenmemeliydi. Severek, hevesle yapılan bir çaba olmalıydı. Tıpkı bu yazıyı yazarken aklımla kalbimin güreşmesi gibi.

Bana uygun bir eğitim seçebilmek için uzun süre araştırma yaptım. Ders çalışmak, yalnızca bir görev değil; öğrenme arzusuyla yapılan bir eylem olmalıydı. Bunun temellerini bir önceki mezuniyetimde atmıştım.
Bilişime olan ilgimi ve yatkınlığımı pratiğe dökmem, kendimi bu alanda ödüllendirmem gerekiyordu. Teknoloji güncellenirken hayat da beni beklemeden ilerliyordu. Geçmişin yanılgılarını, geleceğin mutluluğuna taşımamak için ne yapmam gerektiğini çok iyi biliyordum.

İş hayatı, şehir değişikliği ve evlilik gibi hayatın doğal akışındaki sorumluluklar arasında hedefimden sapmadan ilerlemem gerekiyordu. Pes etmeden, küsmeden… Yorulsam da vazgeçmedim. Çünkü benim elimden geleni yapmam, hiçbir şey yapmamaktan çok daha değerliydi.

Son sınavımı da verdim ve istediğim bölümden mezun oldum. “Şöyle zordu, böyle yıpratıcıydı” demek yerine, “Benim için doğru olanı yaptım” diyebiliyorum şimdi. Hepimiz aynı dünyada yaşasak da, zaman herkes için aynı hızda akmıyor. Ben kötüye değil, iyiye odaklandım.
Sınav günlerinde okul bahçelerinde saatlerce beni bekleyenler için, bu süreci tamamlamam gerekiyordu. İyi ki varsınız…

İşte hepsi bu kadar. Şimdi sırada yeni hedefler var. Bu kez daha zor, ama bu kez çok daha bana ait.
“Bir çiçekle bahar olmaz, ama her bahar bir çiçekle başlar” atasözündeki felsefeyle; yeni ufuklara…